Yunus Emre Kalaycý, Karabük Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden mezun olduktan sonra, üç yıl önce Bolu bölgesinde yaygın olarak üretilen geleneksel tarım ürünleri yerine katma değeri yüksek orman meyveleri üretmeye yöneldi. Babasının 15 dönümlük arazisini kullanarak çilek, ahududu, böğürtlen, frenk üzümü ve yaban mersini gibi çeşitli orman meyvelerinin fidanlarını dikerken, bu ürünleri İstanbul, Ankara ve Bursa gibi büyük şehirlere günlük olarak sevk ediyor. Yunus Emre Kalaycý, bu girişimiyle dikkat çekerken, benzer bir şekilde bahçe konsepti ile de dikkat çekiyor; "İstediğin kadar ye, aldığın kadar öde" adlı uygulamasıyla misafirlerini bahçeye davet ediyor.
Kalaycý, babasının yaklaşık 30 yıldır tarımla uğraştığını ve kendisinin en büyük destekçisi olduğunu belirtti. Bolu'da genellikle patates, buğday ve mısır gibi geleneksel ürünlerin yetiştirildiğini ifade eden Kalaycý, fark yaratmak amacıyla orman meyvelerine yönelme kararı aldığını anlattı. "Babama, katma değeri yüksek orman meyveleri üretimini teklif ettim. Sağ olsun, babamın da desteğiyle bu alanda üretime başladık," diyen Kalaycý, şu an 15 dönümlük bir arazide üretim yaptıklarını ve ürün çeşitlerinin frambuaz, böğürtlen, çilek, frenk üzümü ve yaban mersini olduğunu belirtti.
Üretim sezonunun Temmuz'da frenk üzümüyle başlayıp Eylül sonuna kadar devam ettiğini belirten Kalaycý, bu yılki hedeflerinin büyük olduğunu söyledi. İlk başladıklarında aldıkları verimin beklentilerin çok üzerinde olduğunu ifade eden Kalaycý, "Frambuaz bahçelerimizde yaklaşık 20 işçimiz çalışmakta. Sezon ortalama 120 gün sürüyor. Ürünlerimiz oldukça hassas olduğu için genellikle yakın şehirlere sevkiyat yapıyoruz. İstanbul, Ankara, Bursa, Kocaeli, Sakarya ve Karabük gibi illere günlük olarak ürün gönderimimiz oluyor," şeklinde konuştu. İlk üretim sezonunda 6 dönümlük bir arazide başlatmış oldukları çalışmada, ziraat mühendislerinin ortalama 250 kilo ürün alabileceklerini söylediklerini, ancak iyi bakım yapılması sonucu 2,5 ton net ve kaliteli ürün elde ettiklerini belirtti. Bu yıl ise üretim hedeflerini 15 ton olarak planladıklarını ifade etti.
Kalına da Türkiye'deki genç işsizlik oranlarına dikkat çekti. "Türkiye’de şu an genç işsizlik oranları oldukça yüksek seviyelerde ve gençler genellikle mevcut işleri beğenmediklerini söylüyorlar. Ancak bir işe emek verildiğinde, bir girişim kurulduğunda gençler gerçekten istediklerini elde edebilirler," diye konuşan Kalaycý, tarım girişimciliğine teşvik edici bir mesaj verdi. "Evet, bu iş çok zor ve zahmetli, ama emek verildiğinde karşılığı alınabiliyor. Umarım bu alana yönelen gençler de memnun kalır ve başarılı olurlar," dedi.
Yunus Emre Kalaycý, ayrıca her Pazar günü bahçelerini "İstediğin kadar ye, aldığın kadar öde" konseptiyle ziyaretçilere açtıklarını belirtti. "Sadece pazar günleri, saat 12.00 ile 18.00 arasında rezervasyonlu misafirlerimizi bahçemizde ağırlıyoruz. Misafirlerimiz buraya geldiklerinde, bahçeden kendi elleriyle ürünleri toparlayabiliyor ve istedikleri kadar yiyebiliyorlar. Çıkışta topladıkları ürünleri tartıyoruz ve buna göre ödemelerini alıyoruz," şeklinde bir açıklama yaptı.
Bahçeyi ziyaret eden Uğur Aydın, eşiyle birlikte Ankara'dan geldiklerini ve beklentilerinin çok üzerinde bir yerle karşılaştıklarını dile getirdi. "Bahçe açıkçası beklediğimizden çok daha iyi çıktı. Özellikle Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından organik tarım anlamında sertifikalı, özel belgeli bir bahçe olduğunu görünce daha da memnun olduk. Ürünler gerçekten çok kaliteli," dedi. Aydın, Kalaycý ile sohbet ettiklerini ve kendisinin kaymakam olmak istediğini duyduğunu belirtti. Eşi Emriye Aydın ise ürünlerin lezzetinden etkilendiğini ve Bolu'ya geziye geldiklerinde burayı görmeyi istediklerini söyledi. "Gerçekten de beklediğimizden daha büyük bir bahçeydi. Hazır gelmişken, kendi ellerimizle toplayarak almak istedik," diye ifade etti.










