Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, Suudi Arabistan ve Fransa'nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen konferansta Gazze Şeridi'nde İsrail ve Filistin arasındaki iki devletli çözümü destekleyen bir bildiriyi kabul etti. 142 ülkenin 'evet' oyu ile onaylanan bu bildiri, uluslararası toplumun Gazze'deki insani krizin çözümüne yönelik çabalarını sürdürdüğü bir dönemde önemli bir aşama olarak değerlendiriliyor.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik yoğun saldırılarını sürdürdüğü bu günlerde, BM Genel Kurulu toplantısı ABD'nin New York eyaletinde gerçekleştirildi. Suudi Arabistan ve Fransa'nın ev sahipliğinde organize edilen konferansta, iki devletli çözüme ilişkin bildirinin kabulü için yapılan oylamada 142 ülke 'evet' oyu kullanırken, 10 ülke 'hayır' oyu verdi, 12 ülke ise çekimser kaldı. Onaylanan 7 sayfalık bildiride, bölgedeki insani krizin çözümüne dair somut, zamanla sınırlı ve geri döndürülemez adımlar atılması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, Gazze'deki savaşın derhal sona ermesi gerektiği ifade edilirken, BM Güvenlik Konseyi tarafından yetkilendirilecek geçici bir uluslararası istikrar gücünün bölgeye konuşlandırılması çağrısı yapıldı.
Onaylanan bildiride, Hamas’ın mücadelesi ve İsrail’in Gazze Şeridi’nde sivil hedeflere yönelik saldırıları da kınandı. BM tarafından yapılan açıklamada, İsrail’in eylemlerinin yıkıcı bir insani felakete yol açtığı belirtildi. Bu bağlamda, bildirinin içeriği, yalnızca iki devletli çözüm konusunda değil, aynı zamanda sivil halkın korunması ve insani yardımların erişimini sağlamak üzere sağlam bir zemin oluşturma hedefini taşımaktaydı. Hamas’ın kuşatma ve açlığı silah olarak kullanması da metinde eleştirilen bir diğer önemli nokta oldu.
Oylamayı reddeden ülkeler arasında İsrail ve ABD'nin yanı sıra Arjantin, Macaristan, Mikronezya, Nauru, Palau, Papua Yeni Gine, Paraguay ve Tonga da yer aldı. ABD'nin resmi açıklamasında, oylamaya sunulan bildirinin “bir başka yanlış yönlendirilmiş ve zamansız halkla ilişkiler gösterisi” olarak nitelendirilerek, çatışmayı sona erdirmeye yönelik ciddi diplomatik çabaları baltaladığını iddia etti. Bu tür bir yaklaşım, uluslararası diplomasi açısından tartışmalı bir konu olarak öne çıkmakta.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ise yaptığı bir sosyal medya paylaşımında, bu kararın Hamas’ın uluslararası alanda yalnız kalmasını sağlayacağını savundu. Fransa, bu bildiriyi destekleyerek bölgedeki durumu daha iyi bir yönde geliştirmeyi umuyor.
Ayrıca, oylamanın yapıldığı gün, 22 Eylül, BM Genel Kurulu’nun üst düzey toplantısının oturum aralarında yapılacak liderler zirvesi öncesine denk gelmesi dikkat çekti. Bu zirvenin Fransa, İngiltere, Kanada ve Avustralya dahil birçok ülkenin Filistin devletini resmen tanıması bekleniyor. Bu durum, Filistin'in uluslararası alandaki görünürlüğünü artırmakla kalmayacak, aynı zamanda bölgedeki siyasi dinamizmi de etkileyebilir.
Kısacası, BM Genel Kurulu’nda kabul edilen bu bildiri, uluslar arası toplumun Gazze'deki insani krize çözüm bulma çabalarının önünü açmayı hedeflerken, Filistin ve İsrail arasında kalıcı bir barış için somut adımların atılması gerektiğini ortaya koyuyor. Gelişmeler, bölgedeki çatışmanın çözümüne dair umudu sürekli kılmakla birlikte, aynı zamanda uluslararası ilişkilerde önemli değişimleri de gündeme getirebilir.










