Sanatçı Arslantürk, tekstil tasarımından ahşap sanatına geçiş yaparak, ahşap sanatının yakma tekniğiyle özgün eserler üretmektedir. Son zamanlarda yaptığı çalışmalarla dikkat çeken Arslantürk, sanatın sağlık sorunları yaşayan bireyler için bir terapi yöntemi olabileceğini belirtmektedir. Özellikle sanatla meşgul olmanın insanın iç dünyasına ışık kattığını vurgulayan sanatçı, sağlık problemi olanların üretimle meşgul olarak süreci daha kolay atlatabileceklerini ifade ediyor.
Arslantürk, daha önce tekstil tasarımıyla ilgilendiğini, fakat ahşapla çalışmaya başladıktan sonra bu süreçten büyük fayda sağladığını fark ettiğini belirtiyor. Sağlık sorunları nedeniyle zaman zaman zor günler geçirdiğini dile getiren sanatçı, ahşap sanatıyla uğraşmanın hem ruhsal hem de fiziksel anlamda tedavi sürecine katkı sağladığını aktarıyor. Sanat yoluyla üretmek, meşgul olmak ve nihayetinde ortaya bir eser çıkarmak kendisine büyük mutluluk veriyor. Arslantürk, bu yeni tutkusunun artık yaşam biçimi haline geldiğini ifade ediyor.
Yaptığı çalışmalar hakkında detaylar veren Arslantürk, birçok aksesuar ve ev ürününü doğa temalı motiflerle süsleyerek sanata dönüştürdüğünü aktarmaktadır. Belirli bir tema olmamakla birlikte, doğa üzerine yoğunlaştığını vurgulayan sanatçı; kuş, çiçek ve portre gibi figürleri ahşap ve bez üzerine yakma tekniği ile işlediğini açıklıyor. Ayrıca, üretmenin ruhu iyileştirdiğine olan inancını da dile getiriyor. Arslantürk, birçok alanda çalışmalarını sürdürmekte, ancak doğa temalı eserlerin kendisi için daha öncelikli olduğunu belirtmektedir.
Arslantürk, sanatın toplumsal fayda sağladığını da öne çıkarmaktadır. Özellikle ev hanımlarına yönelik bir çağrıda bulunarak, boş zamanlarını sanatla değerlendiren insanların hem psikolojik olarak daha iyi hissettiklerini, hem de aile bütçelerine katkıda bulunabileceklerini ifade ediyor. Bu yaklaşımı ile hem kişisel hem de toplumsal açıdan fayda sağlamayı hedefleyen Arslantürk, sanatın bir ifade biçimi olmanın ötesinde, bireylerin yaşam kalitesini artıran bir araç olarak görülmesi gerektiğini vurguluyor.
Özellikle sağlık sorunları yaşayan bireylerin, sanatla iç içe olarak geçirdikleri süre içinde ortaya çıkardıkları eserlerin, sadece kendileri için değil, ait oldukları toplum için de önemli bir değer oluşturduğuna inanmaktadır. Bu yüzden, Arslantürk’ün sanatı, yalnızca bir hobi ya da geçim kaynağı olmayıp; aynı zamanda insanları bir araya getiren, güçlendiren ve tedavi eden bir süreçtir. Sanatı, ruhsal iyileşme yolunda bir yöntem olarak görmekte ve bu alanda kendini geliştirmeye devam etmektedir.
Sonuç olarak, Arslantürk'ün ahşap sanatına yönelmesi, hem kendi yaşamında hem de çevresindeki insanların yaşamlarında olumlu değişimlere vesile olmaktadır. Sanatın, bireylerin ve toplumun sağlığı üzerinde ne denli büyük etkisi olduğunu anlamamız gerektiği konusunda önemli bir örnek teşkil etmektedir. Bu bağlamda, sanatın yüzlerce farklı biçimiyle insanlığa sunduğu faydalar, tek bir cümlede özetlenemeyecek kadar derin ve çok yönlüdür.










