GENEL

"Kıyamet Savaşı Tehdidi: Evangelizm ve Siyonizm"

İnsanlığın karşı karşıya kaldığı #Gazze üzerinden en büyük tehdidin kaynağı akıl değildir, gerçeklik değildir, jeopolitik kültür ve jeopolitik gerçeklik değildir

```html

Metin Külünk, insanlığın Gazze üzerinden karşı karşıya kaldığı en büyük tehdidin akıl, gerçeklik ve jeopolitik durumlar olmadığını, asıl tehlikenin kutsal kitaplarda yer alan kehanetlerin inancına dayandığını ifade etmektedir. Bu tehdit, kıyamet savaşı inancı üzerinden şekillenmekte ve sonuç olarak nükleer savaşın zorunlu görüldüğü bir atmosfer yaratmaktadır. Külünk, Türk devletinin ve milletinin bu riski gündemine alması gerektiğini vurgulamaktadır.

Külünk, Türkiye'nin Milli Eğitim Bakanlığı'na, Evangelizm ve Siyonizmi ders olarak okutma çağrısında bulunmuş ve Diyanet İşleri Başkanlığı'na camilerde ve Kur'an kurslarında bu konuları öğretme görevini yüklemiştir. Ayrıca, Kur'an'ın bu sapkınlıklara verdiği yanıtların da önemle anlatılması gerektiği üzerinde durmaktadır. Türk Radyo Televizyonu (TRT) aracılığıyla da Evangelizm ve Siyonizm konularının işlenmesi gerektiği önerilmektedir.

Metin Külünk, Evangelist-Siyonist projelerin ve Mescid-i Aksa'nın tehdit altında olduğunu ifade etmektedir. Amerika'da yaşayan kendilerini "dindar Hristiyanlar" olarak tanımlayan bir emekli askerin Kudüs seyahati sırasındaki sözlerine atıfta bulunarak, Üçüncü Tapınak'ın inşası için hazırlıkların yapıldığını ifade etmektedir. Bu kişinin belirttiğine göre, tapınak için malzeme ve ekipmanlar gizli bir yerde saklanmaktadır ve kötü niyetli planların tarife edildiği bir ortamda, gençlere hayvan kurban etme yöntemleri öğretilmektedir.

Bunun yanı sıra, Pentecostal bir papaz olan Lott Efendi, gelecekteki tapınakta gerçekleşecek ritüeller için gerekli olan malzemeleri temin etmek amacıyla çok sayıda semiz ve kızıl tüylü düveler yetiştirmektedir. Bu durumun gerçekleşmesi için Mescid-i Aksa ve benzeri Müslüman mabetlerinin yıkılması gerektiği inancını taşımaktadır. Külünk, bu tür düşüncelerin ardındaki tehlikenin çok büyük olduğunu belirterek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bu projeleri dikkatle izlemesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Külünk, ayrıca Evangelist-Siyonist proje kapsamında Türkiye’nin de hedef alındığını belirtmektedir. Mescid-i Aksa'nın yıkılması ve yerine Üçüncü Tapınak’ın inşası, bu tehditlerin en tehlikeli sırlarından biri olarak değerlendirilmektedir. Örneğin, Donald Trump’ın Gazze'deki Müslümanlara verdiği süre, bu planların bir parçası olarak algılanmaktadır.

Türkiye'deki seküler kesimler ise, din psikolojisi ve sosyolojisine dair tartışmalara dahi tahammül edememekte ve bu konuların toplumda konuşulmasını engellemek için çaba sarf etmektedirler. Külünk, Osmanlı'nın son döneminden itibaren Türkiye’de Protestant kiliseleri ve okulları üzerinden sızan Evangelist modellemenin de sorgulanması gerektiğine dikkat çekmektedir.

Sonuç olarak, Külünk, "Tanrı’yı kıyamete zorlama" peşinde koşan ve insanlığı büyük bir kıyamet savaşı tehdidine sürüklemek isteyenlerin planlarının Türk devletinin gündeminde yer alması gerektiğini vurgulamaktadır. Türkiye’nin bu tehditlere karşı hazırlıklı bir ajanda oluşturması gerektiğinin altını çizmektedir.

```