GENEL

"Karadeniz'de Plastik Kirliliği ve Yeni Tehditler"

BM Çevre Programı'nın (UNEP) verilerine göre, açık denizlerde kilometrekarede ortalama 13 bin plastik bulunuyor ve deniz akıntıları aracılığıyla bu plastikler dünyanın her köşesine dağılıyor

Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın (UNEP) verilerine göre, açık denizlerde ortalama 13,000 plastik parçası bulunmakta ve bu plastikler deniz akıntıları aracılığıyla dünyanın her köşesine dağılmaktadır. Denizler ve okyanuslardaki organizmalar için yeni bir yaşam alanı oluşturan bu plastik atıklar, yüzeylerinde ve içinde barındırdıkları mikroorganizmalarla birlikte "plastisfer" adı verilen ekosistemler oluşturmuştur.

Türkiye'de, Karadeniz'deki plastik kirliliğine dikkat çeken Prof. Dr. Aytan, yalnızca kıyısındaki 6 ülkenin değil, büyük nehirler yoluyla gelişmiş 16 Avrupa ülkesi ve toplamda 22 ülkenin drenaj alanının Karadeniz'e katkıda bulunduğunu belirtmektedir. Aytan, plastiklerin aşırı tüketimi ve yanlış yönetimi nedeniyle bölgenin kirliliğe karşı çok savunmasız olduğunu ifade etmiştir.

Karadeniz’in önemli bir balıkçılık alanı olduğunu vurgulayan Aytan, plastiklerin üzerindeki yaşamı araştırmak için önemli bir çalışma yürüttüklerini belirtmiştir. Bu bölge, sıcak bir deniz alanı olması dolayısıyla plastik kirliliğinin giderek arttığını dile getiren Aytan, burada avlanan ticari balıklarda ve omurgasızlarda ciddi miktarda mikroplastik tespit ettiklerini belirtmiştir. Bu mikroplastiklerin üzerindeki canlı gruplar ve bu canlıların Karadeniz ekosisteminde nasıl davrandıkları üzerine bilgi edinmeye çalıştıklarını vurgulamıştır.

Aytan, araştırma kapsamında deniz dibinden çeşitli türde tek kullanımlık plastik örnekleri topladıklarını ve bu örnekleri laboratuvar ortamında incelediklerini açıklamıştır. Çalışmada, ekosistemin temel yapı taşını oluşturan ve oksijen üreten ökaryotik mikroorganizmalar tespit ettiklerini, bu türlerin özellikle aşırı azot ve fosfor girişi ile birlikte müsilaj oluşumuna yol açtığının düşünüldüğünü ifade etmiştir.

Yürütülen çalışmalar sonucunda 11 farklı polimer içeren 46 plastik örneği incelenmiş ve 55 adet ökaryotik mikroorganizma tespit edilmiştir. Aytan, bu mikroorganizmalardan bazılarını daha önceki çalışmalarda rapor edilmemiş olduğunu belirterek, bu bulguların Türk denizlerindeki plastisfer ekosistemi üzerine yapılmış ilk çalışma olduğunu ifade etmiştir.

Plastiklerin üzerinde tespit edilen organizmalardan birinin Karadeniz ekosistemi için yeni bir tür olduğunu belirten Aytan, bazı türlerin ise zararlı ve aşırı artış gösterebilecek türler olarak nitelendirildiğini vurgulamıştır. Bu durum, plastiklerin ekosistem üzerindeki etkisini büyük ölçüde artırmaktadır, çünkü plastik kirliliği her geçen gün artmaktadır. Aytan, bu türlerin çoğunun taban yerleşik türler olması gerekirken, şu an plastiklerde hareket halindeyken gözlemlendiklerini dile getirmiştir.

Geçmişte Karadeniz'e girmiş olan bazı istilacı türlerin yerel balık türlerinin popülasyonunu olumsuz yönde etkilediğini hatırlatan Aytan, boğazlar aracılığıyla Akdeniz'den Karadeniz'e taşınabilecek istilacı türler için plastik kirliliğinin bir risk taşıdığını belirtmiştir. Ayrıca, denize ait olmayan plastik materyallerin üzerinin zengin bir canlı topluluğuna sahip olduğunu ifade eden Aytan, bu durumun deniz canlılarının bu plastikleri yanlışlıkla tüketerek bünyelerine alabiliyor olmalarını kolaylaştırdığını kaydetmiştir.

Aytan, her plastikte farklı plastisfer topluluklarının oluştuğunu ifade ederek, organik ile sentetik yaşam alanları arasındaki farkın derinlemesine incelenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. "Denizde olması gereken habitatların yanına yeni bir yaşam alanı eklendi, bu da plastisferdir" diyen Aytan, bu alanın yüksek çeşitlilikte canlı barındırdığını ve bu canlıların sürekli olarak akıntılar ve kanallar yoluyla denizlerde hareket ettiğini belirtmiştir.

Son olarak, plastisferin patojenleri ve istilacı türleri barındırdığını, bu türlerin plastiklerin denizdeki davranışıyla doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayan Aytan, plastisferin oluşumunun plastiklerin türü ve rengi ile çok ilişkili olduğunu da belirtti. Aytan, bu durumun plastiklerin aşınmasına neden olduğu gibi, plastik katkı kimyasallarının da denize karışmasına sebep olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca, yeniden kullanım ve geri dönüşüm önerileri sunan Aytan, tek kullanımlık plastiklerin kullanımının azaltılması gerektiğini de savunmuştur.