Sinop'ta mendirekte teknesi olan bazı kişiler, mendirek girişindeki kontrol geçiş uygulamasıyla ilgili sorunlar yaşadıklarını ifade ettiler. Bu durum, özellikle yeşil ruhsatlı balıkçı tekne sahipleri için geçerli olan yeni geçiş anahtarlarının dağıtımı ile alakalı. Tekne sahipleri, bu anahtarların teslimatında sorunlar yaşandığını dile getirerek, uygulamanın gerekliliği ve adaletli olup olmadığı üzerine düşüncelerini aktardılar.
Sinop Merkez Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Namık İnce, yeşil balıkçılık ruhsatına sahip tüm tekne sahiplerine geçiş anahtarlarının teslim edildiğini belirtti. Ancak Valilik kararı gereği, özel yat ve tekne sahiplerinin bu uygulamadan hariç tutulduğunu ifade etti. İnce, özel yat ve tekne sahiplerinin her zaman yaya olarak mendireğe girebileceğini, fakat kayık geçişinin yalnızca yeşil ruhsatlı balıkçı teknelerine özel bir uygulama olduğunu vurguladı. Bu kapsamda anahtar verilmemesinin nedeninin, özel tekne ve yat sahiplerine ayrıcalık tanımamak olduğuna değindi.
Namık İnce, olayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “Basında yer bulan bu haberler gerçeği yansıtmıyor. Yeşil balıkçı ruhsatı olan tüm balıkçılara anahtar verildi. Valilik kararı gereği, özel tekne ve yat sahiplerine anahtar verilmedi. Bunlar yaya olarak her zaman giriş yapabilirler, o konuda bir sınırlama bulunmuyor.” şeklinde konuştu. Bu açıklama, balıkçıların yaşadığı durumu net bir şekilde dile getirirken, yerel medyada çıkan bazı yanlış anlaşılmaların da önüne geçilmesine yönelik bir çaba olarak değerlendirildi.
Bununla beraber, Sinop’ta yaşanan bu uygulama, yerel balıkçılar ve özel tekne sahipleri arasında bir gerilime de sebep olmuş görünüyor. Tekne sahipleri, mendirek alanına girişlerde eşitlik ilkesinin sağlanmaması ve geçiş anahtarlarının yalnızca bir kesime verilmesi konusundaki endişelerini ifade etmeye devam ediyor. Özel tekne ve yat sahipleri bu durumdan rahatsızlık duyarak, haklarının ihlal edildiğini düşünmeye başladılar. Bu haliyle, sorun sadece geçiş anahtarlarının dağıtımında değil, aynı zamanda yerel denizcilik uygulamalarında da daha geniş kapsamlı bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır.
Diğer yandan, bu tür hassas konularda kamuoyunu bilgilendirmek ve klasik bültenlerden farklı olarak daha interaktif bir etkileşim sağlamak oldukça önemli. Özellikle yerel yönetimlerin, bu tür kararlara halkı dahil ederek daha geniş bir katılım sağlaması bekleniyor. Bu süreçte toplantılar, anketler ya da açık forumlar düzenlenerek, hem balıkçılar hem de yat sahipleri arasında bir diyalog kurulması teşvik edilmelidir. Bu şekilde, çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirilebilir ve taraflar arasında oluşabilecek gerginlikler en aza indirilebilir.
Sonuç olarak, Sinop’ta mendirek alanıyla ilgili yaşanan bu sorunlar, denizcilik uygulamalarında yaşanan adaletsizlikleri ve yerel yönetimlerin karar alma süreçlerinde daha katılımcı olunması gerektiğini gözler önüne seriyor. Yerel halkın sesine kulak verme ve eşit fırsatlar sağlama gerekliliği, bu tür sorunların gelecekte yaşanmaması adına kritik bir öneme sahip.











