Almanya'da çifte vatandaşlık tartışmaları yeniden gündeme gelirken, Avrupa Milli Gazete'de yayınlanan bir haber dikkat çekiyor: "CDU'nun gözü aşırı sağ oylarda mı? Çifte vatandaşlıkta iptal tehlikesi!" Bu durum, yıllardır süregelen mücadelenin riski altında olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

Çifte vatandaşlık yasasının önemi üzerine daha önce pek çok kez yazı kaleme aldım. Almanya'nın beklenen çifte vatandaşlık yasasını çıkardığını umut dolu bir şekilde duyurmuştum. Ancak sürekli vurguladığım bir nokta var: Türkiye'nin bu konuda üzerine düşeni yapması gerekiyor! Mavi kartlı vatandaşların bir dilekçe ile Türk vatandaşlığına kabul edilmesi ve bedelli askerlik ücretinin 1000 Euro'ya düşürülmesi gerektiğini söyledim. Ne yazık ki, bu çağrılar Türkiye'de dikkate alınmadı.

Bugün geldiğimiz noktada, CDU ve AfD gibi partilerin çifte vatandaşlık iptal etme vaatleriyle karşı karşıyayız. Bu tehlikeyi bertaraf etmek için büyükelçimize çağrıda bulunduk. İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, Meclis'te bu konuyu gündeme getirdi. Saadet Avrupa Başkanlığı yapan Samet Sami Temel de basın açıklamalarıyla dikkat çekmeye çalıştı. Ben de Milli Gazete köşemden, internet haber portalları olan Haber Vizyon, Gurbet Postası, Vitrin Haber ve sosyal medyadan bu konuyu defalarca yazdım.

Senelerdir aynı talepleri dillendiriyoruz: Yurtdışı Türkler Bakanlığı kurulmalı, yurtdışı seçim bölgesi oluşturulmalı ve siyasi partilerde yurtdışı Türklerden sorumlu bir genel başkan yardımcılığı mutlaka olmalı. Bu talepleri her fırsatta dile getirdik, yazdık, çizdik; ancak ne yazık ki bu hayati konular hâlâ gereken önemi görmedi.

Bu tutum, Almanya'daki milyonlarca Türk'ün çifte vatandaşlık hakkını kaybetmesiyle sonuçlanabilir. Oysa bu hak, sadece bir formalite değil; bir kimlik, bir aidiyet, bir bağdır. Şimdi tüm siyasi aktörlere sesleniyorum: Gurbetçilerin sesini duymak için daha ne bekleniyor? Yağmurdan sonra güneş açmasını mı?