GENEL

"Kent Müzeleri: Kültürel Kimliğin Güvencesi"

Günümüzde artık birçok şey daha çabuk ve kolay üretilip maalesef aynı hızda tüketilip unutuluyor

Günümüzde birçok şey daha çabuk ve kolay üretilip, aynı hızda tüketilip unutulmaktadır. Günler, ayları; aylar ise yılları kovalarken, kentlerin nesiller boyu üretmiş olduğu kültürel birikim ve değerlerini korumak gittikçe güçleşmektedir. Kentsel bellek yitip gitmekte ve adeta kent kimliği yok olmaktadır.

Kentlinin yaşadığı mekâna yabancılaşmasını ve kendini oraya ait hissetmemesini önlemek ise zorlaşmaktadır. Kentin tarihi süreç içerisinde geliştirdiği kültürle harmanlanamayan ve bütünleşemeyen 'kentliler', kentin kültürel özellikleriyle ve geçmişiyle barıştırmakta yerel idareciler için öncelikli bir sorumluluk haline gelmiştir.

Bu bağlamda, Sinop’ta eski Askeri Gazino, eski PTT Binası veya eski Adliye Sarayı binalarının dış görünümleri tarihi yapılarıyla uyumlu olsa da, bina bütünlüğünü korumak ve tamamlamak amacıyla iç mekânlarının sadece çay içme, kitap okuma gibi sıradan alanlar yerine, Bartın Belediye Başkanı Cemal Akın’ın isteği doğrultusunda NDR Tasarım kurucusu Mimar ve Müze Tasarımcısı Nadir Mutluer’in yaptığı gibi bir kent müzesi modeliyle değerlendirilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Kent müzeleri, aslında bir memleketin tüm yaşam serüvenini, tarihsel ve kültürel birikimini her yaş diliminden insanla paylaşma amacı taşıyan eğitim merkezleridir. Bu merkezler, “baktığını gören kuşaklar” yetiştirmek üzerine inşa edilmiştir.

Tarihin her dönemini canlandıran ve günümüz yaşamıyla buluşturan mekânlar olarak, genç kuşakların kentin kokusunu içine çektiği ve hemşerilik havasını kokladığı deneyim alanlarıdır. Kültürel miras, bir kimlik mirasıdır ve kent müzeleri bu mirasın en güçlü anlatıcıları olma rolünü üstlenmektedir.

Kent müzeleri, tüm eğitimcilerin, ailelerin ve yerel yönetimlerin öncelikleri arasında ilk sırada yer almalıdır. Hatta belki de şehirdeki kültürel sanat etkinliklerinin, konservatuarların, festivallerin ve farklı eğitim seçeneklerinin hepsinden önce gelen ana başlık olmalıdır.

Kent müzeleri, kültürel kimliğimizi ezelden ebede taşıma görevi üstlenen bir eğitim işlevi görmektedir. Kültür, geçmişin birikimini geleceğe aktaran, ülkenin kimliğini zenginleştiren ve kalkınmaya katkı sağlayan bir toplumsal varlıktır. Kültür, her türlü bilginin, becerinin ve deneyimlerin nesiller arası aktarımıyla zenginleşir.

Bu aktarımın en önemli aracı eğitimdir. Eğitim, hem kültürün sürekliliği açısından önemli bir araçtır hem de kültürün oluşumunda bir yapı taşıdır. Kısacası, kent müzeleri yalnızca bir müze değil, aynı zamanda bir eğitim meselesidir. Eğitim meselesi ise memleketimizin değişmez ilk meselesidir.

Kentimize, kültürümüze ve yerel öz değerlerimize sahip çıkabildiğimiz, yaşayabildiğimiz ve yaşatabildiğimiz sağlıklı günler dileğiyle...

Birol Özkara
Düş İşleri Bakanı